İzleyiciler

26 Temmuz 2023 Çarşamba

GÜNAH MI ÇOK YOKSA RABBİMİZİN AFFI MI?

 Günahın mı Çok, Yoksa Rabb’imizin Affı mı?

Ümitsizlik, iman edenleri etmeyenlerden ayıran en önemli farklardan   

biri. İnkârcılar, Allah’tan gelen her şeyden hoşnut olan ve yalnızca  O’nun

hoşnutluğunu kazanma beklentisinin getirdiği

şevk ve heyecana   sahip müminler gibi huzur içinde yaşamazlar.

Ümitsizliğe sürüklenmekten,   üzüntü, sıkıntı, stres, öfke, gelecek korkusu

ve kaygısı gibi hayatı   zehir eden etkenlerden insanı uzak tutan imandır.

Kur’an’da, "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. 

Allah’ın   rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları

bağışlar. 
(Zümer Suresi, 53) buyrulur veAllah’ın sonsuz rahmetine dikkat

çekilir. 
Her  insan zaman zaman hata yapabilir. Ancak iman sahipleri bilerek

ya da 
bilmeyerek yaptıkları hataları için büyük bir vicdan azabı yaşamazlar. 

Çünkü 
ayette haber verildiği gibi Allah’ın bağışlayacağını umut eder, rahmetine

sığınırlar. 
İnsan, derin bir imana sahip de olsa   kolaylıkla hata yapabilecek

özellikte yaratılmıştır. 
Böylece kendi aczini ve kusurunu görerek, Allah’ın

kusursuzluğunu kavrayabilir.


Birçok   Kur’an ayetinde takva sahiplerinin yaptığı hatalar anlatılır. Dahası 

Allah, seçip beğendiği peygamberlerinin yaptıkları hatalardan örnekler  verir.

Bu örnekler iman sahiplerinin şevklerini artırır ve kalplerini   yatıştırır. Allah,

yaptıkları hata sonrası pişmanlık duyup tevbe   ettiklerinde onları bağışlayacağını

haber verir. Bu da inananların bir   hata sonrası ümitsizliğe kapılmalarını engeller.

"Hiç düşündün mü, senin günahın mı çok, yoksa Rahman olan Rabb’imizin affı mı?"

Kuşkusuz Rabb’imizin affı çok!. Öyle ise affı senin günahından çok olan Rabb’inden

ümidini kesmeden tevbe ile yoluna devam et. Günahkar kişi, "Ya imam!

Ne zamana kadar bu tevbe?" diye sorunca Hz. Ali (as) şu net vevabı verir:


Tevbe ettiğin günahı terk edinceye kadar tevbe!..

Ne   kadar Rabb’inden uzak yaşamış ve ne kadar günahkar olursa olsun,  insan,

samimi bir tevbe ile Allah’a gönülden yönelerek, bağışlanmayı  umut  edebilir.

Allah’ın razı olduğu bir kul olmak için niyet ederek,  yeni bir  sayfa açıp, yeniden

başlayabilir. Rahmetinden umut kesen inkarcıları bekleyen ise, “Allah’ın  ayetlerini

ve O’na kavuşmayı’ yok sayıp inkar edenler’; işte onlar,   Benim rahmetimden umut

kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azap onlarındır (Ankebut Suresi, 23) ayetiyle bildirildiği

üzere azaptır. Bizi yaratan, rızıklandıran, bize görme, işitme ve düşünme yeteneklerini 

veren, soluk almamızı, yürümemizi, koşmamızı sağlayan, bize sağlık veren,

sayılamayacak kadar fazla nimet bahşeden Allah’tır.

Her türlü   zorluktan kurtaran, zifiri karanlıklardan aydınlıklara çıkaran O’dur.

O’nun rahmetini umut etmemek, her şeye gücü yeten olduğunun şuurunda 

olmamaktır. Her şeyi borçlu olduğumuz Rabb’imize karşı büyük   nankörlüktür.

Allah, kendi öngörümüzle gerçekleşmesinin imkansız   olduğunu düşündüğümüz

her şeyi, dilerse sebepsiz olarak yaratmaya gücü  yetendir.

O, merhamet eden, verdiği nimetleri iyi kullananları daha   büyük ve ebedi

nimetler vermek suretiyle mükafatlandıran, ezelde bütün  yaratılmışlar hakkında

hayır, rahmet ve irade buyuran, sevdiğini   sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız 

nimetlere kavuşturan, onları rahmet   ve rızasına erdirendir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder