Doğumla bu âleme kavuştuğumuz gibi, ölümle de bir başka âleme kavuşacağız. Tohum, toprağa düşmesine rağmen, nasıl bir başka hayata kavuşur ve gökyüzüne dal-budak salarsa, insanın cesedi de ölümle çürüyecek, fakat ölümsüz ruhuyla ebedi bir âlemde hayat bulacaktır...
İnsan, ebedî âlemdeki hayatını anlamak noktasına aciz kalır.
Arkasından koşup yakalamaya çalıştığımız mutluluklar, ümitler,
heyecanlar, koşturmalar, yorgunluklar bir gün ölümle noktalanırsa
neye yarar?..
Dünya hayatını rüyaya benzetmişlerdir. İnsan rüya görürken onun rüya
olduğunu bilemez, hakikat zanneder. Uyandıktan sonra, gördüklerinin
rüya olduğunu anlar. Biz de ölünce, yaşamakta olduğumuz bu hayatın
gerçek hayat olmadığını, rüya gördüğümüzü anlarız...
Mü'min, Dünya hayatı, ahiret hayatını kazandırabilmişse çok güzeldir.
Fani, geçici, kısa ve hayal olan bir hayatla ebedi saâdeti elde edebilmiştir,
ne mutlu..... Dünya hayatı ile yalnız dünyasını düşünmüş, ahiretini unutmuş,
Rabbini tanımamış, haramlardan sakınmamış ise, hem dünyasını, hem de ahiretini
mahvetmiş olur... Dünyada kavuştuğu zehirli bal gibi olan lezzetlerin hiçbir kıymeti
yoktur. Sonu ateş olan lezzette hayır yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder