İzleyiciler

22 Aralık 2019 Pazar

İMAN DELİLLERİNİN HÜKMÜ:

İmam-ı Azam, Ahmed İ. Hanbel, İmam-ı Şafi, Süfyan-ı Sevri ve 
Dğer bütün âlimlere göre; kişinin imanı, delili olmasa da sahihtir. 
Ancak, delil aramayı terk ettiği için günahkârdır ve asidir. Bu âlimlere 
Göre; iman hakikatlerinin delillerini bilmek vaciptir. Terki ise haramdır.

İ. Eşari ise biraz daha ileriye gider ve der ki; “imanın sıhhatinin şartı; 

imanın temel meselelerinden her bir meseleyi akli deliller ile bilmektir.” 
Buna göre; imanın delillerini bilmeyen kimse İ. Eşari’nin katında, mutlak 
Olarak mümin değildir. Bu kişi, her ne kadar mutlak olarak mümin olmasa da, 
Küfre zıt olan şeyin kendisinde bulunmasından dolayı kafir de değildir. Bu kişi 
Araştırma ve delil talep etmeyi terk ettiği için asidir. İ.Eşari şöyle devam eder:

 “Bu kimse diğer asiler gibidir. -Yani içki içen, kumar oynayan ve diğer 
Haramları İşleyen asiler gibidir- Onun durumu Allaha kalmıştır. Allah isterse 
Onu affedip cennetine koyar, dilerse günahı kadar ona azap çektirir ve daha 
Sonra cennetine sokar.”

Demek, üç mezhep imamı olan İ. Azam, İ. Şafi ve Ahmed İ. Hanbel’e göre; 
Delil talep etmek ve imanî meseleleri delilleriyle bilmek vaciptir. Bilmeyen 
Mümindir ama delil aramayı terk ettiği için asi ve günahkârdır. Cumhurun 
Görüşü de budur. İ. Eşari ise; 

Delili, imanın sıhhat şartı kabul etmiş ve iman hakikatlerini 
Delilleriyle bilmeyenin mutlak mümin olmadığını söylemiştir.

O halde bir müslümanın ilk işi; öğrenilmesi vacip olan iman 
Hakikatlerinin delillerini öğrenmek ve delilleri öğrenmeyi terk 
Etmekten dolayı kazanılan “asi” ve “günahkâr” sıfatından kurtulmaktır. 
Bu, namaz kılmak, oruç tutmak ve kurban kesmek gibi kişiye gerekli olan 
Bir ibadettir. Farz-ı kifaye değil, kendisine farz-ı ayn olan bir ilimdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder